Popüler Yayınlar

14 Ağustos 2012 Salı

Futbol mu Kirli, Hayat mı Temiz?

    "Demek ki bu düzen böyle işliyor. Ben de soğudum ve ilgilenmekten vazgeçtim."
    Bu cümleyi futboldan öyle kolay kolay vazgeçecek biri olmayan bir süre önce futbol dünyasındaki kirliliğe şahit olduğunu söyleyen yakın bir arkadaşımdan duydum. Demek ki büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı ki hayatında çok önemli bir yer tutan tutkudan kendini koparmıştı.

    Bu davranış ilk önce asil bir duruşu işaret ettiyse de daha sonra hayli problemli bir durumun olduğunu hissettirdi bana. Futbol bazılarının gözünde boş ve faydasız bir meşgale olabilir benim bir de hemfikir olduğum gibi. Hele tutku ve fanatizm boyutlarına ulaştığında büsbütün tehlikeli bir hal alabilir. Lakin özeleştiri yerine geçerse; bu eleştiriyi yapanların bütün zamanlarını kütüphane laboratuar yada sanatla geçirdiklerini söylemek de komik olur. Herkes zamanının bir bölümünü eğlence türü "boş" ve "faydasız" işlere ayırmaktadır, ayırmalıdır da. Bu futbol olmaz da başka bir şey olur. Özellikle futbola alerji olan bayanların televizyon dizilerine ne kadar zaman ayırdıkları da heralde araştırmaya gerek duyulmayan bir olaydır.

   Problemli durum ise futbolu hayatın dışına, hayattan bağımsız bir şey yerine koymaktan kaynaklanır. Futbol toplumun aynasıdır. Toplumun ahlak ve kültür düzeyi toplumun futbolla ilişkisine yansımaktadır. Futbolda şike varsa hayatın her alanında olduğu için vardır. Yolsuzluk, adam kayırma, kısa yoldan başarıya ulaşma gibi bozukluklar da öyle.
    Kavgalar, cehennem yerine dönen stadların bir nedeni de kendi rejimini üretmekten çekinmeyen kanalların futbol taraftarlığını sürekli kutsamasıydı. Güya baş tacı edildi. Ne yaptıysa mazur görüldü. Cinayet işledi. Bütün bunlar görmezden gelindi. Taraftara da sürekli dünyanın en ateşli, en etkili taraftarı olduğu ninnisini söyledi. İstenmeyen tüm bu olanlar insanı futboldan soğuttu, soğuk olanları da iğrendirdi. Neticede bu olan olaylar futbolun gülün dikeni mi, bardağının kırık tarafı mı, yoksa madalyonunun öteki yüzü mü olduğunu fark ettirmedi. Spor kültürünün en önemli olgusunun hayat olduğunu, centilmenliğin ve tebrik etmenin ne demek olduğunu öğretemedi güya futbol kanalları.

    Şöyle bir yaklaşımda bulunsak şimdi? Sporda kirlilik hakim, onu terk et. Siyaset kirli, terk et. Sanat öyle, terk et. Ticaret öyle, terk et. İyi de bu sayılanlar hayatın ta kendisi. Futbol da bütün bunların aynası. Eğer hayatın diğer bütün alanları temiz olsaydı, şimdiye kadar çoktan halledilirdi. Ya da yeteri kadar insan bu kirliliği gerçek anlamda kirlilik olarak kabul etseydi.
    Dünya futbolda kirliliği zamanında yaşamış ve problem, halletmiştir. Dünya ile aynı istikamette gitmek istiyorsak biz de mecburen bu meseleyi çözeceğiz. Futbolda herşey bir ekran kadar yakınken ne kendimizi kandırabiliriz ne de başkaları bizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder